Bunları yapmayın!..


Burada sıraladıklarım malesef hastaların sıklıkla yaptıkları, benim de içimden 'Lütfen yapmayın bunu, lütfen!' diye söylendiğim şeylerdir.. Biraz hastalarımız için 'Görgü kuralları rehberi' yada 'Akıl fikir verme' gibi olacak ama bunları eninde sonunda bir gün sıralayıp yazacaktım.. Yazdım gitti.. Belki sinir olup okumayacaksınız ama...












GAZETEDE, TELEVİZYONDA, DOKTORUNUZDAN PLASTİK CERRAH, ESTETİK CERRAH DİYE BAHSEDİLSE DAHİ BUNA KÖRÜ KÖRÜNE İNANMAYIN!

DOKTORUNUZUN GERÇEKTEN PLASTİK CERRAHİ UZMANI OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN MUTLAKA UZMANLIK BELGESİNİ GÖRÜN...

TÜRK PLASTİK CERRAHİ WEB SİTESİNDEN DOKTORUNUZUN GERÇEKTEN PLASTİK CERRAH OLUP OLMADIĞINI KONTROL EDİN..


♥ Bu da nedir demeyin.. Üstüne basa basa, yüksek sesle söylüyorum: ESTETİK CERRAH DİYE GİTTİĞİNİZ DOKTOR, GERÇEKTE PLASTİK CERRAHİ UZMANI OLMAYABİLİR. BU YÜZDEN MUTLAKA AMA MUTLAKA PLASTİK CERRAHİ UZMANLIK BELGESİNİ GÖZLERİNİZLE GÖRÜN (DUVARINDA MUTLAKA ASILIDIR). PLASTİK CERRAH SANARAK AMELİYAT OLDUĞUNUZ DOKTORUN ASLINDA GENEL CERRAH, GÖZ HASTALIKLARI UZMANI VS OLDUĞUNU AMELİYATTAN SONRA ÖĞRENMEK BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI YARATABİLİR..

♦ Günümüzde estetik cerrahi oldukça popüler olduğundan maalesef bazı başka branş hekimleri kendilerini 'estetik cerrah', 'plastik cerrahi uzmanı olarak tanıtmaktadırlar'. Kimse, gidip meme küçültme ameliyatı olup, sonunda berbat izler ve deforme memelerle ortada kalıp hekiminin aslında plastik cerrah olmadığını öğrenmek istemez. Başka branşdan cerrahların kendilerini plastik cerrah olarak tanıtıp, estetik ameliyatlar yapmaları maalesef ABD'de başlayıp (kapitalizmin merkezi olduğu için doğaldır) sonunda ülkemize kadar ulaştı. Artık ülkemizde de alakasız branş hekimleri kendilerini hiç utanmadan plastik cerrah olarak tanıtabiliyorlar, hatta estetik cerrah diye kartvizit bastırabiliyorlar...

♦ Sonradan üzülmemek için estetik ameliyat olacaksanız, doktorunuzun gerçekten plastik cerrah olduğuna emin olun..

♦ Doktorunuzun gerçekten plastik cerrah olup olmadığını şu yollarla anlayabilirsiniz (garantili yollardır):

♦ Doktorunuzun uzmanlık belgesini mutlaka görün, orada plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanı yazdığını görün (eski belgelerde estetik kelimesi geçmeyebilir ama mutlaka plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı yazar..)

♦ Türk plastik ve rekonstrüktif cerrahi derneği web sitesinde uzman hekimler listesinde doktorunuzun adını arayın. Doktorunuz gerçekten plastik cerrahi uzmanı ise adı, bu listede olacaktır.. Şu adresden bu aramayı yapabilirsiniz: http://www.tpcd.org.tr/Plastik-Cerrahlar.54.0.html...



♦ UYARI: Özellikle son yıllarda artan 'ameliyatsız yöntemler', sahte plastik cerrahların işine gelmiştir. Aslında cerrah olmayan, ama kendini 'plastik cerrah' olarak tanıtan bu 'sahte estetik cerrahlar', dolgu yapmakla, ipli yöntemlerle, neredeyse ameliyatlar kadar başarılı olduklarını iddia etmekte, kendilerini 'estetik cerrah' olarak tanıtmaktalar. Plastik cerrah olmadığı halde kendini 'plastik ve estetik uzmanı' olarak tanıtmak resmen suçtur. Hastalar bu konuda uyanık olmalıdır. Bir kaç günlük, yada haftalık hiç bir kurs, 6 yıllık plastik cerrahi ihtisasının yerini tutamaz. Bu gibi kurslarda alınan sertifikalar hiç bir zaman 'plastik cerrahi uzmanlığı belgesi'nin yerine geçmez. Ameliyatsız uygulamalar hakkında kurs görmüş hekim arkadaşlar ancak 'medikal estetik eğitimi almış pratisyen hekim' olarak kendilerini tanıtabilirler; kendilerini 'estetik cerrahi uzmanı' yada 'estetik uzmanı' olarak tanıtmaları hastaları yanlış yönlendirmedir.

♦ 'Estetik uzmanı' yada 'saç uzmanı' gibi uzmanlık dalları yoktur. Böyle uydurma uzmanlık payelerine kanmayınız. Sadece 'Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanlığı' vardır.. Biz plastik cerrahi anlayışını kazanıp estetik ve rekonstrüktif ameliyatları kuralına uygun yapabilmek için 6 sene uzmanlık eğitimi görüyoruz. Başka branş hekimlerinin bir kaç haftalık yada bir kaç aylık kurs görerek aynı kazanımları elde etmeleri mümkün değildir.

♦ Lütfen aşağıdaki diyaloğu okuyunuz....

♦ Size, bir ürün tanıtımı sırasında ortaköy O. otelinde, basında plastik cerrah olarak tanıtılan tanınmış bir hekimle aramızda geçen diyaloğu yazıyorum (bir plastik cerrahi uzmanı olan abimiz de -Dr. T. K.- bu sohbete katılmış, sorularımıza verilen cevaplar karşısında inanılmaz şaşırmıştı. Şahidim var yani..):

♦ - Ürün tanıtımı öncesinde bekliyoruz.. Salonda 10-15 hekim var. Basından tanıdığım Dr. H. (ismi ve kartviziti bende saklıdır) salondaki herkesle tanışıp kartvizitini veriyor. Alıyorum, üzerinde 'Genel ve estetik cerrahi, Estetik tıp, Meme cerrahisi' yazıyor (kartın arkasında ise ingilizce versiyonda 'General and aesthetic surgery, Aesthetic medicine, Onco Reconstructive Breast Surgery' yazdırmış).. Kendisine estetik uzmanlığı ile ilgili soru sorma gereğini hissediyorum.. Bu arada ben kendisinin medikal estetik eğitimi almış bir hekim sanıyordum ama genel cerrahi uzmanıymış; bunu sonradan öğreniyorum..
♦ - Siz gerçekten estetik ameliyat yapıyormusunuz? (medikal estetikçi olarak hatırladığımdan ameliyat yapma iddiasına çok şaşırıyorum)
♦ - Bu konuda kurs gördüm. Özellikle meme cerrahisi eğitimi aldım..
♦ - Nasıl yani.. Meme cerrahisi derken...?
♦ - Meme büyütme, meme küçültme..
♦ - Meme küçültme, büyütme derken.. Bunları yapıyor musunuz?
♦ - Kurs sırasında bu ameliyatlara çok katıldım..
♦ - Pardon ama katıldım derken, yaptınız mı, asiste mi ettiniz..
♦ - Yaklaşık 50 vakaya katıldım..
♦ - Kendiniz mi yaptınız 50 meme vakasını...?
♦ - Hayır, gözlemci olarak katıldım.. (bu an, içimden koca bir 'YOK ARTIK!' diyorum..)
♦ - Kendiniz yapmadınız ama öyle mi?
♦ - Hayır, hayır.. Gözlemci olarak katıldım sadece...

♦ Bu hekim arkadaşa biraz daha yüklensek daha neler çıkacaktı kimbilir. Bir kursa katılmış; dediğine göre 50 meme ameliyatı izlemiş (cerrahi kıyafet giyip ameliyata girmemiş; dışarıda durup izlemiş), ve 'estetik cerrah' olarak kart basıp dağıtabiliyor.. İnanılır gibi değil..
♦ Bu gibi hekimler gazete ve dergilere çıkıp, parasını bastırıp kendileri hakkında haber yayınlatıyorlar. Kendilerini estetik cerrah olarak tanıtıp, bu şekilde kartvizit bile bastırıyorlar. Hastalar da kendisini plastik cerrah zannedip estetik meme ameliyatı oluyorlar.. Halbuki gerçekte uzmanlığının estetik ameliyatlarla alakası yok.



♦ Hastalara tavsiyem:

AKILLI OLUN

GAZETE, TELEVİZYONDA HER SÖYLENENE KANMAYIN. GAZETECİLER NEREDEYSE HİÇ BİR ZAMAN YAYINLADIKLARI TIBBİ HABERLERİ GÜVENİLİR KURUMLARA (ÜNİVERSİTE, MESLEKİ DERNEKLER VS..) DOĞRULATMAZLAR.. BU ARALAR NEREDEYSE HER BRANŞTAN HEKİM TV'LERDE, GAZETELERDE KENDİNİ "ESTETİK CERRAH", "SAÇ UZMANI", "YÜZ ESTETİK CERRAHI" DİYE TANITMAKTADIR.. BİR PLASTİK CERRAHA AMELİYAT OLMAYI BEKLİYORSANIZ DOKTORUNUZUN GERÇEKTEN PLASTİK CERRAH OLDUĞUNA EMİN OLUN.. UZMANLIK DİPLOMASINI GÖRÜN, TÜRK PLASTİK CERRAHİ DERNEĞİNİN WEB SİTESİNDEN ADINI KONTROL EDİN..

BU KONTROLLERİ YAPMAZSANIZ MUHTEMELEN SONRADAN ÇOK ÜZÜLÜRSÜNÜZ..


♦ Bu konu ile ilgili olarak Türk plastik cerrahi derneği web sitesindeki şu uyarıya da kulak vermenizi öneririm..: http://www.tpcd.org.tr/Details.8+M5650110cfbe.0.html...


♦ Plastik ve rekonstrüktif cerrahi derneğinin Hürriyet gazetesinde çıkan duyurusu:





Randevunuza geç kalmayın..


♥ Lütfen doktor randevunuza geç kalmayınız. Doktorlar, hele hele muayenehane-hastane arasında mekik dokuyan cerrahların oldukça sıkı bir programı vardır. Sizin, muayene randevunuza gecikmeniz demek, bir sonraki hastanın muayene için geç kabul edilmesi, doktorunuzun öğleden sonraki ameliyatına gecikmesi demektir. Ameliyata geç girmek demek, doktorunuzun ameliyatından sonraki ameliyatın geç alınması demektir. İnanılmaz ama, gün boyunca herşey zincirleme olarak gecikir, hatta, dediğim gibi ameliyatımızdan sonra başka bir cerrahın ameliyatı varsa onun işleri de aksar..

♦ Muayene randevusuna geç kalmaktan daha da kötüsü ameliyat sabahı hastaneye geç gelmenizdir. Hastanelerde, özellikle ameliyathanelerde işlerin saat gibi tıkır tıkır işlemesi gerekir. Bir ameliyat gecikirse, onu takip eden tüm ameliyatlar gecikir. Bu yüzden özellikle ameliyat sabahı trafiği ve hastaneye uzaklığınızı gözönüne alarak evden çıkın..

♦ Yemin ediyorum, öğlen saat 13:00 e randevu alarak, saat 19:00 gelip beni cepten arayan hasta oldu.. 'Hocam, bugün randevumuz vardı, biraz geciktik.. Şu an muayenehanenizin önündeyiz.. Kapalı ama...'

♦ Ayrıca şu da var: cerrahların hayatı sadece iş değildir.. Biz de markete gidip alışveriş yapıyoruz, akşam arkadaşlarla sinemaya gidiyoruz... Çocuğumuzun gösterisi oluyor, öğleden sonra ona gitmemiz gerekiyor (ki, ufaklığın gösterisi herşeyden daha önceliklidir!)... İşimiz gereği, tüm günlük programımızı randevulara göre ayarlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden, hayatın akışını bozmamak, işlerin tıkır tıkır işlemesi için lütfen randevunuza gecikmeyiniz..


Ameliyat oldunuz.. Doktorunuza sormanız gereken bir şeyler var.. Lütfen kendi doktorunuza danışınız..


♥ OOOF OF!... Bu, çook dertli olduğum bir konu.. Buraya ayrıntısıyla yazacağım ama yine de bir çok hastaya telefonda aynı açıklamaları yapmak zorunda kalacağım.. Gerçekten sıkıntı verici...

♦ Sorun şu: bir hasta, başka bir klinikte (hatta başka bir şehirde), başka bir cerraha ameliyat olur. Ameliyatından sonra bir sorun yaşar (şişlikleri çok olur, kanaması olur vs vs..) ve doktoruna danışması gerekir. Kendi doktoruna ulaşamaz ve internetten bana ulaşır. E-mail yada telefonla soracaklarını bana sorar.. Bu gibi sorulara cevap veremeyeceğimi söylerim ve hastaya kendi doktoruna danışmasını tavsiye ederim. Bana cevabı şu olur: 'Size ameliyat olmadığım için cevap vermiyorsunuz değil mi? Herşey para değil.. Yazıklar olsun!..'

♦ Yaw kardeşim, senin ameliyattan önceki halini, şimdiki halini görmemişim. Telefonda konuşuyoruz. Ameliyatında ne yapıldı, hangi teknikle yapıldı, bilmiyorum.. Şu anki sorununu da bilmiyorum (kanama, sızma ne kadar, morluklar normal sınırlarda mı, yoksa ciddi bir sorunun işareti mi??).. Bilmiyorum, bilmiyorum, bilmiyorum.. Resmen 5 bilinmeyenli denklem. Bu sorulara nasıl cevap vereyim.. Ama bunu hastalara anlatamıyorum. Sorununuza cevap veremem dediğimde hemen dedikleri şey şu: 'Size ameliyat olmadığım için değil mi?'

♦ Artık gerçekten bıktım bu tarz danışmalardan. Ameliyat olmak için bir hekimde karar kıldıysanız yapmanız gereken ilk şey doktorun cep telefonunu almak olmalıdır. Ameliyattan sonra sorun yaşarsanız, doktorunuza acilen ulaşabilmeniz gerekir. Sizin hakkınızda hiç bir fikri olmayan, sizi görmemiş, ameliyatınızı yapmamış, hatta başka bir şehirde bulunan bir cerraha danışmak (hem de gidip muayene olarak değil, e-mail yada telefon yoluyla danışmak!) son derece saçmadır.. Bir de doktoru suçlamak iyice saçmalık..


Ne istiyorsanız tümünü baştan söyleyin..


♥ Bu da malesef sık yaşadığımız sorunlardan biri..

♦ Hasta muayene için gelir.. Muayene olur.. Belli bir ameliyatı olmak üzere doktoru ile anlaşır. Ücret bilgisini alır.. Tamam, şu, şu, şu, ameliyatı şu ücrete olacaktır.. Hastaneden de gün alınır.. Bu noktadan sonra hasta ameliyatta şunu da yapsak, şu ameliyatı da yapıversek... Hatta, hazır narkoz almışken şu ameliyatı da aradan çıkartsak der.. Tabii ki bu ek ameliyat için ekstra ücret vermeyi hiç düşünmezler.. Zaten ücrette anlaşılmıştır ya, tüm eklenecek ameliyatlar bu ücrete dahil varsayılır..

♦ Hatta bazen, ameliyat günü, ameliyathaneye girerken hastalar ek ameliyatlar istiyor. Şunu da yapıversek ya, şu da aradan çıkıversin...

♦ Bunu yapmayınız.. Bir ameliyat hakkında konuşulduğunda, bu ameliyatın ücreti ve hastanede ameliyathanede odanın kaç saat rezerve edileceği belli olmuştur.. Artık bundan sonra başka ameliyatları da aynı ücrete ve ameliyat saatine sıkıştırmaya çalışmayınız.. Birden fazla ameliyat olmayı düşünüyorsanız bunları en baştan doktorunuza söyleyiniz, ücreti sonra konuşunuz..


Geceyarısı, saat 03:00, saat 05:00 gibi saatlerde bir şeyler sormak için telefon açmayınız..


♥ Günün istediğiniz saatinde mesaj atın, e-mail atın.. Sorun değil.. İlk fırsatta cevaplarım. Gün içinde telefonlara da cevap veriyorum; ama allah rızası için geceyarısı, saat gece 03:00 de, sabah saat 05:00 de telefondan aramayınız.

♦ Ben cerrahım ve her cerrah gibi sabah ameliyatım olabiliyor (ki ameliyatlarımı genelde sabahları alıyorum). Ertesi gün için uykumu almış olmam gerek.

♦ Bu sadece benim için geçerli değil; hiç bir cerrahı -acil bir durum olmadıkça- gece vakti aramayınız. Biz cerrahız, 24 saat hizmet veren bir danışmanlık merkezi değiliz. Tabii ki uzman doktor olmanın verdiği bir sorumluluk var ve her hastaya elimden geldiğince yardım etmek isterim. Diğer yandan sabah yapacağım ameliyat için de uykumu iyi almış, dinlenmiş olmam gerekiyor...

♦ Lütfen acil bir durum olmadıkça gece telefondan aramayınız.. E-mail, Facebook, Whatsapp gibi platformlardan gönderdiğiniz mesajlar ise en kısa sürede cevaplanacaktır..


Ne olursa olsun doktorunuzla aranızı bozmayınız..


♥ Daha önce yaşanmış olaylardır, tecrübe ile sabit.. Bazen hastalar, şişlikler daha inmeden, ameliyat olduktan 1-2 hafta sonra, hatta kontrole gelmeden evde pansumanlarını kendileri açarak, tabiri caizse 'dellenir'... 'Vayy, burası hep böyle şiş mi kalacak!', 'Sonuç böyle olacaksa ben şikayetçiyim!!'... Böyle sert ifadelerle doktoruna 'girişir'.

♦ Özellikle, ameliyat sonucu daha oturmamış, ameliyattan sonra iyileşmenin tamamlanması için yeteri kadar süre geçmemiş hastalara laf anlatmak hem zordur, hem de bir ton vaktimiz boşa harcanır. Hasta, lüzumsuz yere pimpiriklenip, o süreçte hayatı kendisine de zehir eder, doktoruna da..

♦ Maalesef bu sabırsız hastalar, erkenden -henüz ameliyatın üzerinden günler geçtikten sonra, hatta bazen pansuman daha açılmadan!- hiç gereği yokken doktorları ile aralarındaki hekim-hasta ilişkisini berbat ederler.. Genellikle aradan 6 ay, 1 sene geçtikten sonra başka bir ameliyat olmak üzere doktorlarına geri dönerler. Böyle vakalardan 3-4 tane benim de oldu.. Başka hekim arkadaşların bir kaç vakası da bana ameliyatlarından bir-iki hafta sonra başvurdu. Böyle hemen ameliyat ertesi fevri davranan hastalar geç dönemde hep pişman olur. Ameliyat sonucu aylar içinde tam oturduğunda sonuçtan memnun olup başka bir ameliyat için geri gelirler ve 'sizi zamanında çok üzdük, özür dileriz' şeklinde özür dilerler. Bu olayları ve bu konuşmayı bir kaç kez yaşadım. Burada söylemek istediğim, doktor-hasta arasındaki güven bağı koptuktan sonra bir daha onarılmaz maalesef. Geç dönemde bana dönen ve özür dileyerek 2. bir ameliyat isteyen hastaların hiç birisini ameliyat için kabul etmedim.

♦ Ameliyatınızın üzerinden 6 ay, 9 ay, hatta 1 sene geçmişse ve halen sorun varsa, tabii ki doktorunuza geri dönün ve şikayetinizden bahsedin; ama bunu ameliyattan günler sonra, 1-2 ay içinde, erken dönemde yapmayın. Henüz şişler inmeden, sonuç tam oturmadan yapılacak yorumlar yanlış olacaktır.

♦ Erken dönemde hiç sebep yokken doktoru ile aradaki köprüleri atan hastalar, geç dönemde hep pişman olmuşlardır. Tecrübe ile sabit.. Bunu yapmayın, ameliyatlardan sonra sabırlı olun..


Doktorunuzun e-mail yoluyla chat yapmaya vakti var mı, sorunuz..



♥ Bazı hastalar e-mail yolu ile soru soruyor. Bazen hastadan resim göndermesini istiyoruz.. Bir iki yazışma sonrası sorusuna cevap alıyor. Maalesef bazı hastalar 'aaa, aklıma gelmişken şunu da sorayım..', 'Peki ya şöyle şöyle olsa nasıl olur? (olası muhtemel durumlar için ne olabilir soruları..)' gibi sorularla devam ediyor..

♦ Lütfen doktorunuza danışacağınız zaman sorularınızı tek seferde ve net olarak sorun (mutlaka ilgili bölgenin fotoğrafını yollayın.. mesela burun estetiği ile ilgili bir şey soruyorsanız yüzünüzün önden, yandan bir kaç resmini gönderin). Akla gelebilecek binlerce olasılık hakkında soru sormamaya özen gösterin, yoksa soruların sonu gelmez. Daha fazlasını, doktorunuzla yüzyüze geldiğinizde sormalısınız.. Doktorunuzun e-mail ile chat yapmaya vakti olmayabilir.. Bazı cerrahlar 2. mailden sonra gelen mailleri cevaplamamaktadır.. Kendimden örnek vereyim: bir hastam tam 130 kez yazışmış olmamıza rağmen halen soru soruyordu, kendisini kliniğimize davet ettim.. Benim açımdan rekordur (sabır rekoru).. Artık bir kaç mailden sonra ben de cevap yazmıyorum..


Doktorunuza e-mail yada telefonla soru soruyorsunuz.. Neden resim göndermiyorsunuz?


♥ Plastik cerrahinin, özellikle estetik ameliyatların ilgi odağı görünüştür. Hastaların sorunları hep görünüşle ilgilidir. Burunda şekil bozukluğu, göbekteki fazla kilolar, bacaklardaki şekil bozuklukları... Durum böyle olunca, sorunu tam anlamak ve hastaya yardımcı olmak için hastayı görmek şart oluyor...

♦ Maalesef bir çok hasta e-mail atarak sorununu tarif etmeye çalışıyor. Telefon açarak 'burnum ne kadar düzeltilebilir?', 'yüzümdeki sarkan kısımlar toparlanabilir mi?' gibi şeyler soruyor. Bu gibi isteklerde bulunuyorsanız mutlaka resim gönderiniz. Sizi görmeden sorulara cevap verebilmek mümkün değildir. Neyseki günümüzde Skype, Whatsapp gibi teknik imkanlar var. Sorularınıza sağlıklı bir cevap alabilmek için mutlaka resim gönderiniz..


Estetik ameliyat sonunda milimetrik ölçümler yapıyorsanız, santimi santimine simetri beklentiniz varsa mutsuz olmaya hazır olun..


♥ Burun ameliyatı hariç, neredeyse hiç bir estetik ameliyatta milimetrik inceleme yapılmaz. Meme küçültme, bacak germe, bacak estetiği gibi bir çok ameliyatta gözle farkedilmeyen ufak asimetriler olabilir. Buna çok güzel bir örnek, çocuk felci geçirmiş hastalara yapılan bacak estetiğidir. Bu hastalar felçli bacakları çok ince olduğundan, iki bacağın kalınlığı eşit olsun, asimetri farkedilmesin diye ameliyat olurlar. Ameliyattan sonra genellikle iki bacak arasındaki asimetri farkedilemeyecek kadar azalır. Mezura ile ölçüm yaparsanız muhtemelen iki bacak arasında bir-iki santim fark olacaktır. Bu ameliyattaki gibi iki taraf arasında milimetrik simetri beklemek hastayı mutsuz eder. Milimetrik simetri sağlamak her zaman mümkün olmaz. Burada önemli olan, eskisi gibi dikkat çekici bir asimetrinin olmamasıdır.

♦ Burun estetiğinde milimetrik hatalar görünüşü bozabilir ama estetik ameliyatların çoğunda milimetre seviyesinde simetri beklenmemelidir..

E-mail yada Whatsapp ile soru sordunuz.. Hemen o dakika cevap beklemeyiniz..


♥ Bazen aynı hastadan 2 mail yada mesaj peşpeşe geliyor.. Önce estetik kusuru hakkında bir şeyler soruyor, ne yapılabilir, kaça çıkar gibi... Sonra aradan 10-15 dakika geçtikten sonra 'Hala cevap gelmedi, neden cevap vermiyorsunuz?' gibi bir mesaj daha geliyor..

♦ Diğer cerrahları bilemem ama ben kendi açımdan bu olaya bir açıklık getireyim. Hatta en iyisi madde madde yazayım:

Bana gelen tüm mesaj ve telefonlara ben cevap veriyorum. Kesinlikle bu iş için görevlendirdiğim bir hemşire, sekreter yada call-center görevlisi yok.. Hattın diğer ucunda ben varım. Cep telefonlarım: 0 533 5690649 ve 0 505 2965569.. E-mail adresim: oytunmd@gmail.com...

Tüm mesajlara ben cevap veriyorum, çünkü doğrusu budur. Hiç bir sekreter yada hemşire, sorularınıza benim kadar doğru cevap veremez. Bu işin uzmanı benim sonuçta..

Bu yüzden mesajlarınıza hemen cevap beklemeyiniz.. Özellikle ameliyattaysam cep telefonum bile çekmeyebilir, çünkü bir çok hastanenin ameliyathanesi yer seviyesinin altındadır ve buralarda cep telefonları çekmez.

Ameliyatta olmasam da klinikte hasta muayenesinde, hasta kontrolünde olabilirim. Bu yüzden e-mail yada Whatsapp ile gelen mesajlara genellikle gün sonunda geceyarısı gibi cevap yazıyorum. Bu sebeplerden, mesajlarınıza hemen cevap beklemeyin. Genellikle o gece yada ertesi gün tüm mesajları cevaplıyorum.

Bence mesajları anında uyduruk kaydırık cevaplayan bir sekreterden daha iyi bu sistem. Biraz beklersiniz ama mesajlarınızı en doyurucu şekilde direkt ben cevaplamış olurum..


Doktorunuz bir şeyi tavsiye etmiyorsa ısrarcı olmayın..


♥ Doktor olmaz der, hasta ısrar eder.. Doktor yine olmaz der, hasta parasıyla değil mi, illaki bunu yaptırmak istiyorum der.. Sonunda cerrah, hastanın ısrarını kıramayıp istediği uygulamayı (tavsiye etmediği halde) yaparsa... İşte o zaman felaket yakındır.. LÜTFEN, DOKTORUNUZ BİR UYGULAMAYI TAVSİYE ETMİYORSA ISRARCI OLMAYIN. SONUÇTA MEMNUN OLMAYACAĞINIZ KESİNDİR...

♦ Size bir örnek vereyim: Bir bayan hastam kızı ile birlikte geldi ve 1 enjektör dolguyu ikiye bölerek hem kendisine hem de kızına dudak dolgusu istediğini söyledi. Böyle bir uygulama başarısız olacaktır, çünkü 1 enjektör dolgu, sadece 1 kişiye yetecek şekilde 1cc. hacimde üretiliyor. Bu 1cc. lik enjektörü 2 kişiye bölerseniz, kişi başına 0.5cc. dolgu düşer.. Her bir hastada da bu dolguyu üst ve alt dudalarına böleceğinizi düşünürseniz üst dudağa 0.25cc., alt dudağa 0.25cc. dolgu düşecektir. Kesinlikle dudak dolgusu için yetmez, hasta memnun olmaz.. Bu bayana bunu ne kadar anlattıysam da kabul ettiremedim. Bana bunu deneme olarak gördüklerini söyleyerek son derece ısrarcı oldular. Sonunda memnun olmayacakları konusunda uyararak uygulamayı yapmayı kabul ettim. Memnun olmazlarsa bana geri gelmemelerini de ekledim..

♦ Bir enjektör dolguyu bayana ve kızına bölerek uyguladık. Aradan 10 gün geçti, bu bayan beni cepten aradı.. Dudaklarında bir fark olmadığını söyledi.. Bunun böyle olacağını en baştan söylemiştim kendisine. Söylediklerimi hatırlattım.. Tekrar görüşmek üzere randevu aldı.. Bir kaç kez randevu aldı ve gelmedi. Sonra aradan 3-4 hafta geçtikten sonra bir gün geldi ve aynı şikayetlerde bulundu.. Son derece sakin, hastalara sonuna kadar yardımcı olan biriyim ama bu durumda ben de kızarım.. En baştan söylediklerime aldırmayıp ısrarla yarım enjektör dolgu ile dudak dolgusu yaptır, sonra da şikayetçi ol.. Olmaz böyle bir şey.. Bu gibi hastaları bir daha hiç bir şekilde (herhangi bir estetik ameliyat için) kabul etmiyorum; çünkü bu hastalar doktorun tavsiyelerine uymayıp bir de inanılmaz ısrarcı olup, yapılmaması gereken uygulamaları yaptırıp sonra da şikayetçi oluyorlar..

♦ Bu arada, haklısınız... Doktorun, doğru olandan şaşmayıp hastanın ısrarlarına rağmen tavsiye etmediği uygulamayı yapmaması gerekir.. Ama, emin olun en yaşlımızdan, en genç uzman arkadaşımıza kadar her plastik cerrah zaman zaman bu hastaların ısrarları karşısında yapmamaları gereken uygulamaları yapmışlardır. Sonuç: hasta kesinlikle mutsuz olmuştur..

♦ Doktorunuz o çok ısrarla istediğiniz uygulamayı size yapmıyorsa bunun bir sebebi vardır. Lütfen ısrarcı olmayınız..


Ameliyatınızla ilgili bir sorun yaşamışsanız mutlaka doktorunuzu haberdar ediniz..


♥ Bir gün bir taksiye bindim.. Taksi şöförü, doktor olduğumu anladı ve sohbet etmeye başladı.. Zamanında geçirdiği bir kıl dönmesi ameliyatından bahsetti.. Dediğine göre problemi ameliyatla hallolmamış, tekrarlamış.. Birden doktoruna küfretmeye başladı; 'vayy şerefsiz doktor, ameliyatımı beceremedi, yine ameliyat olmam lazım.. vs vs..' Adam, ağzına geleni söylüyor.. Tamam, sorun yaşamış olabilir, peki doktoruna dönüp bu sorunundan bahsetmiş mi? Sordum, 'Doktoruna dönüp bundan bahsettin mi?' diye.. Yok, dönmemiş.. Cerrahın, senin sorun yaşadığından haberi yoksa nasıl yardımcı olsun sana.. Belki ücret bile almadan sorununu çözecek? Sonuçta her ameliyatta sorun çıkabilir. Komplikasyon denen bir şey var.. Önemli olan bir sorun yaşadığınızda doktorunuzun size yardımcı olması, sorununuzu çözmesidir. Bunun için de sizin sorun yaşadığınızdan haberdar olmalıdır.. Hastaların yapabilecekleri en kötü şey, bu taksi şöförü gibi doktorunu haberdar etmeyip, küfürler edip, sorunuyla başbaşa kalmaktır...

♦ Doktorunuzla hiç bir şekilde iletişiminizi koparmayınız, herhangi bir sorun yaşadığınızda mutlaka onu haberdar ediniz.. Yoksa size nasıl yardımcı olsun??


Ödemeli aramayınız!...


♥ Yaw kardeşim, bunun savunulacak yeri yok!.. Cep telefonumu veriyorum.. Gündüz makul saatlerde arayarak -ameliyatta, metroda falan değilsem, telefonum çekiyorsa- dilediğinizi sorabilirsiniz, mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışırım.. Bunun için ücret falan da talep etmiyorum.. Ama ödemeli aramak da ne oluyor?? Bu yazıyı eklediğim bugün (10.5.2015) malesef biri ödemeli aradı, kabul etmedim.. İki dakika sonra bu kez normal aradı ve fırçayı yedi. Kusura bakmayın ama bana da yazık..

♦ No ödemeli arama, no fırça..








-Ameliyat ücretini ameliyattan sonra versek olur mu? -Olmaz..


♥ Malesef hiç hoş olmayan bir konu.. Ameliyat ücreti genelde ameliyattan önce alınır. Bu durum hastalara söylenir, ki tam ameliyat günü, ameliyattan önce bir ödeme ile ilgili bir problem yaşanmasın. Ama malesef, ameliyat günü haftalar öncesinden alınsa da, ödemenin ameliyattan önce yapılacağı söylense de bazen hastalar ameliyat sabahı hastaneye yatış yapıp, tam ameliyata dakikalar kala 'Ödemeyi daha sonra yapsak olur mu?' diyorlar.. Bu durumda cerrah ne yapsın? Ameliyatın planı ile mi meşgul olsun, ödemeyi nasıl alacağını mı düşünsün. Sonuçta ameliyat dediğiniz şey oldukça masraflı bir şey. Ameliyatı yapsa ve ödemeyi alamasa tüm masraf cerrahın üzerine kalır.. Bu yüzden prensiptir: 'Ödeme, ameliyattan önce a-lı-nııır!.. Alınamazsa ameliyat iptal e-di-liiir!' Bu kadar nettir!..

♦ Bu gibi sorunlarla sık karşılaştığımızdan her hastaya ödemenin ne şekilde olacağını söylüyoruz.. Buna rağmen aynı yukarıda yazdığım gibi 'Ödemeyi daha sonra yapsak olur mu?' sorununu yaşıyoruz.. Prensip gereği o gün ameliyatı yapamayacağımızı söylediğimizde ise genelde tepkiler şöyle oluyor:

Biz kaçıyor muyuz? Yarın sabah ödemeyi yapacağız işte!..

Kardeşim benim şirketlerim var! Bu kadar para benim için önemli bir meblağ değil, sen yapıver ameliyatı, yarın hallederiz..

Ne kadar paragözsünüz doktor bey!..

Amma da huysuzmuşsunuz doktorcuum..

Kaçan yok, elbet vereceğiz ücreti, biz bugün bu ameliyatı yapalım, zaten saatlerdir stres altındayım...

Aslında bugün bankamatikten çekip gelecektim ama bankamatik bir günde sadece 1000 lira veriyormuş (bankacı bir hastam bile bana bu özürle gelip ödemeyi sonra yapacağını söyledi... Adam bankacı ve ATM lerin bir günde sadece 1000 TL verdiklerini bilmiyormuş.. Yok artık!..)

vs.. vs...

♦ Ha, bir de hasta bildiği halde ameliyattan önce ödemesini yapmadığı için ben suçlu oluyorum..


♦ Sen haftalar öncesinden bir restorana rezervasyon yaptırıyorsun.. Rezervasyon günü gidiyorsun.. Diyorsun ki: 'Biz yemeği bugün yiyelim, yarın öderiz.. Kaçmıyoruz ya!..' Yapılan şeyin bundan farkı yok, aynı şey..


♦ Valla kızmayın ama yazacağım (bu doktor da ne sinirliymiş demeyin.. Sonuna kadar haklıyım bu konuda): BEN CERRAHIM. ÖDEME İLE FALAN UĞRAŞACAĞIMA AMELİYATIN AYRINTILARI İLE İLGİLENMEM LAZIM.. LÜTFEN ÖDEME KONUSUNDA SORUN ÇIKARMAYIN.. ÖDEME YOKSA -EN AZINDAN BEN- HASTANIN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAZ, AMELİYATI O GÜN İPTAL EDERİM.. SONUÇTA YAPTIKLARIMIZ ACİL AMELİYATLAR DEĞİL, ESTETİK AMELİYATLAR.. Bu konuda yazı yazmak zorunda kalmam bile hiç hoş değil.. Ama emin olun yaşadıklarım yüzünden bu konuyu bu sayfaya eklemek zorunda kaldım..